İnsanlar ömürleri boyunca bilinçli yada bilinçsiz olarak hep mutluluğu aramışlar ,onu bulmaya çalışmışlar.Bu yüzden ulaşılmaz Kaf Dağı'ını yaratmışlar kafalarında,varolmayan otlar düşlemişler uzak ormanlarda...
Bu sözcük ,hiç ulaşılamayn,elde edilemeyen bir tılsım,bir hayal olarak kalmış insanlığın kafasında ve yarattığı edebiyat ürünlerinde.
Mutluluğun hep uzaklarda ,hep ulaşılmaz yerlerde aranması ;insanların ,onun olduğu hakkında bir karara varmadığını gösterir .Oysa mutluluk ,düşsel bir mağarada sedef kakmalı bir sandık içinde saklanan elmas yada inci değildir.Bizim düşüncelerimiz edimlerimiz sonucu ortaya çıkan bir ruh halimizdir.Yani mutluluğu başkaları bir gümüş tepsi içinde bize sunamaz.Biz onu içimizdeki kaynakta bulur ,kafamızla ve yüreğimizle işleyerek gün ışığına çıkarırız.Eğer istersek ve eğer onu içimizde sakladığımız yeri bulacak ve işleyecek bilgeliğe ulaşmışsak ...
Ünlü düşünürler de insanlığı bunca meşgul eden bu konuyla ilgilenmekten uzak kalamamışlar.Budizm inancının kurucusu Buda'ya göre,''mutluluk ,Nirvanadır''yani ,isteklerin,hırsların bittiği yer...
İstek ve hırslarımıza gem vurabilirsek acılar,üzüntüler,kaygılar ve savaşlar bitecek,içimizde sonsuz bir sükunet,mutlak bir barış yaşanacaktır.Ama günümüz insan isteklerinin peşinde koşan ve onlara ulaşmak için her yolu mübah gören bir anlayışa sahip.Öyle olmazssa yarıştan kopacağını,bir varlık gösteremeyeceğini biliyor.
Öyleyse nedir mutluluk,nasıl yaratılır?Galiba,güzel insan olmakla,hakkına razı olmakla,hep kendini değil başkalarını da düşünmekle başkalarına saygı duymakla,''yaratılanı,yaratandan ötürü sevmek''le...
Ama bunları zoraki değil içimizden gelerek yapmakla sağlanır...
yaşadığımız evin,sokağın,çevremizin ancak insanlarla güzel olduğunu farkedip,onları birer rakip değil de dost gördüğümüzde ,mutluluk yelpazesini sallıyoruz demektir.
O zaman muson rüzgarları ,meltemler,lodoslar estirmek artık elimizdedir...
0 yorum:
Yorum Gönder